Ana içeriğe atla

“VER ALLAHIM VER”



31/12/2014
“VER ALLAHIM VER”
“Herkes ötekilerin duasını sustursun diye kendi Tanrısına yakarıyordu.”
Amin Maalouf
Ya tersini yapsaydık? “ Tanrım, onun iyi dileklerini, dualarını kabul et” diyebilseydik… “Ona daha fazlasını ver, ver ki gözü aç kalmasın” diyebilseydik…
Okuduğum kitaplardan birinde, yazar kendi kurguladığı Tanrı’sı ile sohbet ediyor.    ( hangimiz, sıkıştığımızda, sevindiğimizde sohbet etmedik, yardım istemedik? )
‘Ne olacak bu dünyanın hali?’ muhabbetinde;  Tanrı, “insanlığımızı” yüzümüze vuruyor ve diyor ki: “"İnsanları tok, sağlıklı ve canlı tutmak gibi basit problemleri bile çözümleyemediniz. Eşit imkanlar sunmayı ise yapılacaklar listenize bile koymadınız. "Sahip olanlar"dan arta kalanları "sahip olmayanlara" aktarmak gibi basit birşeyi bile başaramadınız. Kaynaklarınızı daha eşitçe paylaşmak isteyip, istemediğinizi bile bilmiyorsunuz. Dünyayı besleyecek yiyecekleri çöpe atarken, hergün yüzlerce insan açlıktan ölüyor.”
Eski yıldan, bir an önce kurtulmaya çalışırken;  İş kazalarını, Madenlerde yaşanan cinayetleri, burnumuzun dibinde yaşanan savaşları, Canını canilerden zorla kurtarıp, ülkemize kaçabilen göçmenleri, kadın cinayetlerini unutmaya çalışırken, bir yazarın Tanrısı çıkmış bize “siz daha paylaşmayı bilmiyorsunuz!”  diyor.
YALAN MI SÖYLÜYOR?
Takvimden bir yaprak düşerken; Ömrümüzün kalan son gününü de heba etmeden hiç tanımadığımız biri için iyilik yapsak mesela… Bir çocuğu sevindirsek, Yaşlı bir kadına çorba götürsek, Huzurevini ziyaret etsek… Herşey için para gerekmez;  tanımadığımız insanlara selam verip, gülümseyebilsek… Soğuktan üşümüş yavru kediye/köpeğe bir dam altı bulsak, kuşlara ekmek kırıntılarımızı versek… Ve sonra aynada gözlerimize bir daha baksak… İşte o zaman o gözler size diyecek ki: “ Boşa geçmedi bunca yıl, elini sevgiyle uzattıkça anlam kazandı hayatın…”
Bu yıl yeni bir şey yapalım: Herkes için, tüm insanlık için, birlikte aynı şeyleri isteyelim. O kadar yürekten isteyelim ki, Tanrı baksın yüzümüze…
2014’ün son akşamı için yaptığım listeyi sizlerle paylaşıyorum. Birçoğunun listenizde yer alması umuduyla, Yeni yılda herkese, gönül zenginliği, sağlık ve vicdan dilerim.   
-Dünyadaki savaşlar son bulsun, silah üreticileri çiftçi olsun,
- Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir canlı açlıktan kimse ölmesin,
- Her canlının kendini güvende hissedebileceği bir yaşam alanı, yuvası olsun,
- Eğitim, kültür, sanat insanın yegane uğraşı olsun,
-Adalet, Birlik, Demokrasi ve Sevgi’yi sürdürmek yaşam amacınız olsun,
- Doğamız tahrip edilmesin, güneş enerjisi en kullanışlı ve tercih edilen enerji olsun.
HEY! İYİLER, BURADA MISINIZ ?
Bütün din kitapları iyiliği öğütlese de, niyeti kötü olanlar güçlü olunca değişim de zor gerçekleşiyor. Kur’an (Al-i İmran 115) der ki :Allah’a ve ahiret gününe inananlar, iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirirler ve hayır işlerinde yarışırlar. İşte onlar salihlerdir.” İçinizdeki iyi insanı özgürleştirin ki, artık iyilik kazansın…
İsteklerimi daha fazla uzatmadan ve sabrınızı taşırmadan; D.Walsch ‘nin kitabından beğendiğim bir alıntıyla bitiriyorum yazımı:
“Toplumun her üyesinin temel varoluş ihtiyaçlarının garanti edildiği sistemde, bireyler varlıklarını sürdürme çabalarından özgürleşerek, kendilerini geliştirmeye ve yaratıcılıklarını ifade etmeye yönelir.”
Böyle bir dünya daha yaşanabilir ve güzel olmaz mıydı?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Emine Hatun’un Dileği

Emine Hatun, sabah ezanıyla birlikte uyandı, sabah namazını kıldıktan sonra her zamanki işine koyuldu.   Elinde zorlukla taşıdığı belli olan su bidonu ile ayaklarını sürüyerek, sokağın köşesine daha önce koyduğu su kabını doldurdu.   Komşuları,  önceleri su kaplarından şikayet etseler de zaman içerisinde ya alışmışlar, ya da insafa gelmişlerdi. Yüreklerinin bir yerlerinde, yıllardır tuhaf gözüyle baktıkları bu kadının Allah’a kendilerinden daha yakın olduğunu hissediyorlardı. O sabah her zamankinden daha yorgun hissediyordu kendini. Ama yine de iki ay önce doğum yapmış köpeğin yavrularını beslemeliydi.   Annenin sütü yetmiyordu. Komşular söylenmeye başlamışlardı yine.  “Onlara yemek verip, onları buraya sen alıştırıyorsun” diyorlardı.   O’da sıkılarak, “Onları ben getirmedim ki, anne köpek doğum yapacak başka yer bulamamış buraya doğurmuş, yakında belediyeden gelip alacaklar” diye cevap vermesine rağmen, belediyenin barınağında yavruların has...

KARADENİZİN KIYICIĞINDA-RIFAT ILGAZ

“Karadeniz’ in Kıyıcığında”ki   şehir ile tokat gibi yüzleşme Edebiyat sohbetlerinde, ne zaman Akçakoca’nın bahsi geçse, karşılaştığım   ilk soru oydu;   “Sizin oralarda, öğretmenlik yapan Rıfat Ilgaz,   Karadeniz’in Kıyıcığında romanında Akçakoca’yı anlatmış, okudun mu? Okumadım…   Her seferinde, kitapçı   dükkanlarında arayıp, bulduktan sonra, sayfalarını karıştırıp, raftaki yerine koyup, başka kitap alıp çıktım dükkandan… Yıllar sonra tekrar aynı soru çıktı karşıma, daha okumadan bir kitabı mahkum etmiştim sanki.   Kendimi suçlu hissetmeye, zorla da olsa okumaya karar vermiştim ki; yeni gelen Kaymakam Bey’in   de o kitap ile Akçakoca’yı keşfetme yolculuğuna çıktığını görünce, kararımı hızlandırdım. Kitap iki günde bitti… Bitirdiğimde suratıma okkalı bir tokat yemiş gibi oldum.   “Uzak durmamın bir nedeni varmış “ diye düşündüm.   Yazar Rıfat Ilgaz, 1930’lı yıllarda öğretmenlik yapmış buralarda… Dibine vurmuş   y...

MENDRAŞENMENDRA SERİSİNİN 2. KİTABI YOLUN SONU ÇIKTI

  Kurgu roman ve felsefe sever dostlarım, #YOLUNSONU romanımı  @40kitap_  yayınevinden %50 indirimli olarak alabilirsiniz. #kitapsevgisi  #ütopyalargüzeldir  #ütopya  #YOLUNSONU  #mendraşenmendrayayolculuk ÖNSÖZ Hayallerimin peşine takılınca kendimi uzak mı uzak bir galakside buldum. O kadar uzaktı ki, galaksinin adını Mendraşenmendra [N1]   koydum. Sonra insanları oraya göndermek istediğimde Einstein’ın hayalleri yol gösterse de, ışık tayfıyla uçabileceğimi fark ettim. Ama uçmadan önce Dünya’da keşfedilmesi gereken şeyler, atılması gereken adımlar vardı. Bu yüzden hikâyeyi ikiye böldüm.   “Mendraşenmendra’ya Yolculuk” romanımda gençlerin arayışlarını, keşiflerini, yaşamı anlama çabalarını yazarken, içimdeki ses onlara şöyle sesleniyordu: Hadi Gidelim! Timya, kuzeydeki bir ülkeden, kafasındaki binlerce sorunun cevabını bulmak için peşini bırakmayan köpeği Dago ile birlikte yolculuğa çıkarken, Nisa, benzeri nedenlerle batıdan yola çı...