9/2/2015
DEĞİRMENTAŞI!
Kahvaltılı
basın toplantıları; sohbet havasında, oldukça renkli geçmesi nedeniyle tercih
edilirken, “ekmek yediği çanağa yapmamak” adabı
gazetecilerin elini kolunu bağlıyor. Konuşsanız örfe ayıp, konuşmasanız gazetecilik değil, yalakalık yapmış
olacaksınız. Bu nedenle; kahvaltı için teşekkür edip, izlenimlerimi ve uzayan
sohbetin tadını kaçırmamak adına eksik bıraktıklarımı yazmak istiyorum.
Milletvekili
seçimleri yaklaşırken, ulusal ve yerel basında biz Karadenizlilere özgü
patavatsızlığıyla kendinden söz ettiren Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaz
Hazretleri’nin kahvaltısına icabet etmemek olmazdı. Sohbette OSB’den tutun da
Düzce’nin turizm ile kalkınmasına kadar her şey konuşuldu. İbrahim
Hazretleri’nden, “ Düzce’nin Hava kirliliği konusunda Türkiye sıralamasında ön
sıralara yerleşmesinin nedeninin artan araç trafiği olduğunun, kirliliğin ancak insanlar araçlarını daha az
trafiğe çıkarırlarsa önlenebileceğini” öğrendik. Hazretlerin” Üfleyin kirlilik dağılsın”
esprisini basının ciddiye alıp manşete
taşıdığı gibi değildi gerçek.
Okumuş,
görmüş, geçirmiş bir Karadeniz Delikanlısı ile sohbet de keyifli geçiyor
haliyle. Lafını esirgemiyor, sözünü kıskanmıyor. Kelam bol olunca biz
gazetecilere de yazacak bolca konu çıkıyor. Ama, şimdi yazacaklarım kahvaltıda
yediğim balı zehir etti sineme. Ve Bir Karadenizli olarak bu ağuyu içimde
tutamam. Patavatsızlığı da İbrahim Hazretlerinin tekeline bırakamam. Huyum
kurusun.
Bizde nasıl
yemek yediğin çanağı pislemek ayıpsa, ölünün arkasından konuşmakta ayıptır. (
ama yapılır maalesef) Balık
hafızalarımızdan bazı şeyler silinirken; “at izinin it izine karıştırıldığı”
Devletin karanlık güçlerinin yargılanmasını heyecanla beklediğimiz “Egenekon”
davasının nasıl sulandırıldığını, katillerle gazetecilerin bir arada
yargılandığını hatırlayalım.
İşte o davada Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan’ın da evinde aramalar yapılmış, sahte suç delilleri yerleştirilmişti. ( Sonradan bunların hepsi paralel yapının operasyonu olarak adlandırıldı) Ölümünden sonra Profesör Doktor Türkan Saylan’ın masum olduğu anlaşılmıştı. Bunca şeyler yaşanmışken, Türkiye’de Cüzam gibi tehlikeli bir hastalıkla mücadele ederek, bu hastalığın yok olmasını sağlayan, okula gönderilmeyen yüzlerce kız çocuğunun çocuk yaşta evlendirilmelerine karşı çıkarak okumalarına sebep olan Türkan Saylan’ın cenazesini kıldıran müftüye “belam” demek, yakışmadı İbrahim Hazretleri.
Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneğini eleştirebilirsiniz, zorla kadınların çarşafa
sokulması ile zorla çarşafın çıkarılmasının özgürlükler açısından müdahale
olduğunu eleştirebilirsiniz ama; katillerin, tecavüzcülerin, hırsızların, yetim
hakkı yiyenlerin bile cenaze namazının kılındığı bir ülkede, binlerce hayat
kurtaran bir insanın cenaze namazına dair böyle bir kelam hiç yakışmadı. O söz
dışında, kahvaltı oldukça keyifliydi. Ama o değirmentaşı var ya değirmentaşı
bir çuval inciri berbat ediyor.
“Padişah
oğlunu eğitsinler diye ulemalar tutar, bir süre sonra da oğlanı sınava çeker.
Oğlan her soruya doğru cevap verir. Tam sınavı geçecekken padişah yüzüğünü
çıkarıp, avucunun içine saklar ve sorar “ avucumda ne var?” “içi boş ve yuvarlak” diye de ekler. Oğlan
heyecanla atılır. “ DEĞİRMENTAŞI” Padişah çok öfkelenir, ulemaların boynunun
vurulmasını emreder. En yaşlı olanı Padişah’a “ Padişahım, biz oğlunuza her
şeyi öğrettik, ama değirmentaşının elin içine sığmayacağını anlamak için izan
gerekir. Maalesef izan öğretilemiyor” deyince Padişah ulemaları bağışlar. Bu
hikayenin özeti böyle… Benim korkum bu hikayenin gerçek olması. Böyle bir
padişah ve oğlu vardı ve nesebi devam ediyor hala…
Not : Belam: Dünyevi
çıkarlar için Allah’ın dinini tahrif edenİşte o davada Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan’ın da evinde aramalar yapılmış, sahte suç delilleri yerleştirilmişti. ( Sonradan bunların hepsi paralel yapının operasyonu olarak adlandırıldı) Ölümünden sonra Profesör Doktor Türkan Saylan’ın masum olduğu anlaşılmıştı. Bunca şeyler yaşanmışken, Türkiye’de Cüzam gibi tehlikeli bir hastalıkla mücadele ederek, bu hastalığın yok olmasını sağlayan, okula gönderilmeyen yüzlerce kız çocuğunun çocuk yaşta evlendirilmelerine karşı çıkarak okumalarına sebep olan Türkan Saylan’ın cenazesini kıldıran müftüye “belam” demek, yakışmadı İbrahim Hazretleri.
![]() |
Türkan Saylan ve Kardelenler |
![]() |
AKP Eski Düzce Vekili İbrahim Korkmaz |
Yorumlar
Yorum Gönder