Dinle
Konuştukça,
kelimelerim
öksüz bir çocuk gibi
asılı kalıyor havada
duymanın,
asılı kalıyor havada
duymanın,
işitmenin
çok ötesinde olduğu
bir alemdeyim
bir alemdeyim
Ve hep bir
ağızdan
Konuşmaktayız
çaresizce
sen ne dedin,
ben ne duydum?
anlayan var mı
sen ne dedin,
ben ne duydum?
anlayan var mı
bu ruh
hallerimizi?
biraz sessizlik
biraz sessizlik
ey insan,
biraz
tevazu,
susalım artık
kendi gürültümüzden
susalım artık
kendi gürültümüzden
duyamadığımız
doğa konuşsun
doğa konuşsun
tüm
haşmetiyle
hala kurtarabileceğimiz
hala kurtarabileceğimiz
Bir şeyler
varken
ellerimizde...
Akşamüstü
O akşam
üstlerinde öğrendim
evrenin gizemini,
önce ölüm sessizliği sandığım
o büyülü anda
evrenin gizemini,
önce ölüm sessizliği sandığım
o büyülü anda
Güneş
kaybolurken semada
diner
içimdeki gürültü
evrenle
birlikte her şey susar
sessizliği
duymak için
kaparım
gözlerimi
gözlerimi açtığımda
bambaşka bir evren gülümser bana
duyarım gürültüden uzak tüm sesleri
içim büyür
derin ve dipsiz kuyuya dönüşür
diğer ucu karanlık olmayan
bedenimden tatlı bir hüzün yayılır
ruhum ve bedenim söyleşiriz
bunca yıl birbirinden
habersiz
deniz ve balık gibi
var ama yok gibi
yaşamak biter
yeni bir yolculuk başlar
ruh ve beden
taşırken
birbirimizi
hangimizin daha ağır olmasının da
önemi kalmaz
dinleriz birbirimizi
bağışlamayı ve bir olmayı
öğreniriz
hangimizin daha ağır olmasının da
önemi kalmaz
dinleriz birbirimizi
bağışlamayı ve bir olmayı
öğreniriz
Sen
bakarken
hapsolmuş fotoğraf karesine
baktığında aynı sandığın
sonsuzluğa uzayan
fotoğrafın içinde
milyonlarca iklim yaşarım
o akşam üstlerinde
bir perde kapanır
yeni bir dünya açılır
gözlerimde...
hapsolmuş fotoğraf karesine
baktığında aynı sandığın
sonsuzluğa uzayan
fotoğrafın içinde
milyonlarca iklim yaşarım
o akşam üstlerinde
bir perde kapanır
yeni bir dünya açılır
gözlerimde...
Yorumlar
Yorum Gönder